*metal bardaklara doldurup, buzluğa atıp, onu eskimo haline getirip, afiyettle bitirdiğimiz, sonunda hasta olduğumuz güzel içecek. çocukluğum aklımda kalan önemli noktalarından biri.
* halısahalarda maçtan sonra verilen içecek.
aslında güncel olan her yazarın takibinin güzel olduğunu akıllara getiren önermedir. malum güncel yazarlarımız da pek fazla olmamasından kaynaklanan bir durum olduğu düşünülmektedir.
ben diyeyim şey, sen diyesin... yok yok demeyesin. öyle lafı edilmeyecek kadar şey bir şey. (şey; bir tür rakam)
çetele tutmadığın için tam rakam söyleyemezsin, yüksek rakam söylesen ya ohha abarttın denir, ya da kaşarın önde gideni. yo da skor hastası. az desen, çık çık, saklama denir. ya da bu tür ele yüzü görünmeme olasılığı olan platformlarda, demek tipsizmiş ki bir şey becerememiş denir, yüzüne değil tabii ki. yani radar dışı. ya da romatik takılıyorsun diye kezban damgası yersin. bu da böyle bir şey. (şey; pek çok türden her ucu boklu değnekler)
birçok heteroseksüel gibi ramazan ayı boyunca dinciler tarafından yaratılan terör atmosferini en az badireyle atlatmaya çalışacaklar. ne yapacaklar. okullarda-kantinlerde-toplu taşımada vs. yaz sıcağında dahi içeceğiniz su kınayan, lanetleyen bakışlara sahne olacak. bazı yerlerde bizzat cinayet işlenecek bu yüzden. sünni hegemonyanın 1 ay boyunca yarattığı baskıdan korunmaya çalışacaklar işte. çünki sen oruç tutuyorsun diye herkes hayatını sana göre düzenlemek zorunda. oruç tutmama hakkını geçtim, diyabet olma, hasta olma, ilaç kullanıyor olma vs. hakkın dahi yok çünki. ramazan geldi ya kapan eve saklan dini terörden. he dinde zorlama yoktu he.
eğer ilişki çıkmaza girdiyse son derece gerekli olan hede. tabii türkiye'de normal evli çiftler ne kadar psikologa gidiyor ki gay çiftler psikologa gitsinler...